Uzaktan Eğitim’de Öğrencileri Umursayan Yok! – Cemal Gölcü

 

Koronavirüs tedbirleri kapsamında üniversitelerin bahar döneminin sadece uzaktan eğitim ile yapılacağı açıklanmıştı. Açıklama ile birlikte uzaktan eğitime başlayan üniversite öğrencilerinin eğitimindeki belirsizliklere yenileri eklendi. Yüz yüze eğitimde bile niteliksizleştirilen bir eğitim söz konusuyken; uzaktan eğitimde durum daha da vahim hale geldi.

OECD verilerine göre ‘Okul Çalışmaları İçin Bilgisayara Erişim’ isimli 77 ülkelik listede Türkiye 64’üncü oldu. Öğrencilerin %30’unun bilgisayara erişiminin olmadığı sonucu ortaya çıktı. Özellikle bu koşullar altında planlı bir eğitim sisteminin olmaması krizi derinleştiriyor.

AKP’den gelen son açıklamalarla birlikte normalleşme sürecinin adımları atılmaya başlandı. Bu adımların öğrencileri etkileyen kısımlarına bakacak olursak 15 Haziran ile birlikte üniversitelerin akademik takvimlerine geri dönecek olması, ve sınav takviminin 1 ay geriye alınması önemli konular. Bu adımların fayda sağladığı kesim ise öğrenciler olmadı. Örneğin üniversiteye geçiş sınavı olan YKS tarihi 1 ay erkene alındı. Milyonlarca öğrenciyi etkileyen bu karara sosyal medyadan tepki yağmıştı. Turizm sezonunu erken başlatma gayretiyle sınavın erkene çekilmesi öğrencilerdeki gelecek kaygısını had safhaya yükseltti. ODTÜ, Anadolu Üniversitesi, Pamukkale Üniversitesi gibi üniversitelerde ise öğrenciler benzer sorunlar karşısında ortak taleplerini sosyal medyadan gündeme getirdiler.

Bu anlattıklarımızın bir örneği de Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde yaşandı. Haftanın nerdeyse her günü mini sınav ve ödevlerin içinde çırpınan; işleyişin başka fakültelerde ise sadece vize ve finalden ibaret olduğunu öğrenen Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri #EbyüHfUzaktanEziyet hastag’ile isyanlarını dile getirdiler.

Öğrenciler resmi tatilde bile sınavlarının devam ettiğini aktarırken  “sınav olacağımızı bile birkaç gün önceden öğreniyoruz” şeklinde ekledi. Aynı gün içinde sınavların peşi sıra yapılması da cabası, bu sınavlar ve ağır ödevlerin yanında vize sınavı da yapılıyor.  Öğrencilerin saatlerini harcayarak yaptıkları ödevlerin geçme notuna çok küçük bir etkisinin olması da öğrencileri zora sokuyor.

Sınavlar için verilen süreler öğrencilerin cevapları bir yana soruları okumaları için bile yetersiz seviyede. Örneğin Milletlerarası Hukuk 1. sınavının 20 sorusu için verilen süre 7 dakika. Bu da soru başına 21 saniye gibi bir süreye karşılık geliyor.

Bu pandemi döneminde birinci öncelik öğrencilerin bedensel ve psikolojik sağlıkları olmalı.  Bununla birlikte eğitim herkesin ulaşabileceği şekilde ve nitelikli gerçekleşmeli.

Okula devam eden öğrenciler hayatlarını kazanabilmek için birçok zorluğu göze alıyor. Çünkü Türkiye şartlarında hiçbir genci toz pembe bir gelecek beklemiyor. Verilerle bakacak olursak:

Türkiye’de Covid-19 öncesi her 4 gençten 1’i işsizdi. DİSK-Ar Mayıs İşsizlik ve İstihdam Görünümü Raporu bu konuda çarpıcı verilere sahip. Yapılan tahmine göre Covid-19 ile birlikte Mart-Nisan-Mayıs aylarında toplam 7-8 milyon yeni işsiz olabilir deniyor. Bu atmosferde gelecek kaygısı çığ gibi büyüyen öğrenciler okullarını bitirebilme ve geçimlerini sağlama derdinde. Öğrencilerin talepleri duyulmalı ve nitelikli sağlık-eğitim-barınma ihtiyaçları, üniversite eğitimlerindeki talepleri karşılanmalıdır.